Bir yıldır Salih, Sevda ve ben, birbirimizi Facebook'tan izliyoruz. Sevda, paylaşımlarında Salih'e sesleniyor hep, şarkılarla, kendi resimleriyle, damardan sözlerle, bazen posta koyan, ayakta dimdik duran, çoğu zaman salya sümük ağlayan seven, acıdan geberen kadın paylaşımlarıyla onu tekrar kazanmaya çalışıyor.Salih, Sevda'yı çoktan silmiş, paylaşımları beni kazanmak üzerine; ben her ikisini takip ediyorum ama yorum yok, hele sayfamda onlara bir gönderme, asla ...
Sevda bir paylaşımında, 'Kolay kolay sevmezdim ben aslında / Gülüşüne denk geldim... diyor; bende bir merak bir merak, bu adamın gülüşü nasıl ki !!! Sırf gülüşünü görmek için Salih'le bir kez olsun çıkayım, diye geçiyor içimden.
Sanki başka derdim yokmuş gibi / Tutup bir de seni sevdim... diyor diğer paylaşımında; bende bir merak bir merak, bir kez olsun görsem mi şu adamı ???
Eş dediğin koluna değil, yüreğine yakışmalı. Öyle sıradan gelip geçici heves değil, sonsuza kadar 'Nefes' olmalı, diyor Sevda; bir başka paylaşımında; Salih'e, 'Öpmeye doyamadığım iki şey var; biri sen, biri senden olan' diye kadın-erkek-bebek fotoğrafı paylaşımı yapınca, bu kadın iyice tozutmuş, kafayı sıyırmış, dedim. Kendisi 44 yaşında bir babaanne, Salih 58 yaşında; kafayı yememişse ne bu hayal, Salih'den çocuk yapmak, menopoza girmediğini mi söylemek istiyor acaba; bana fark atacağı tek noktayı mı vurgulamak istiyor, beni güzellikte, kalitede alt edemeyince !!!... Sevdacığım, sen de elbet yakında menopoza gireceksin ama ben hiç bir zaman senin gibi çirkin olmayacağım; belki de Salih bunun için bir yıldır peşimi bırakmıyor, bulabilirsen bir soruver olur mu canım !!!...
Allah bizi, sevmeyen insanlardan değil. seviyormuş gibi yapan insanlardan korusun, diyor Sevda.
Üç beş kuruşluk insanların milyonluk tavırlarına bitiyorum, diyor; beni mi, Salih'i mi, her ikimizi mi kastediyor, anlamıyorum.
Can Yücel'in, 'Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin / Çıkarı yok, çıkası yok / Çıkarasım yok... dizelerini paylaşıyor, bunun sahibini sormaya gerek yok ...
Güvenemiyorum insanlara;
Güzel konuşup güzel yazıyorlar.
Dil başka olmuş, yürek başka.
Görünmüyor asıl çehre.
Artık o kadar çok değiştiriliyor ki,
Maskeler bile sahte...
diye bir paylaşım yapmış ama Salih ona karşı maskeli değil ki, ondan kopmuş, başka kadının peşine düşmüş, onurlu kadın bir kalemde siler atar böyle adamı, Sevda hala kendine acındırıp, Salih'i geri döndürme derdinde; ne diyelim, Allah acısın ...
Kırma be kalbimi / Nasıl olsa bir gün duracak / seninki de benimki de... diyor; acıyorum, yüreğim yanıyor; keşke Salih bu kadına geri dönse, üçümüz de kurtulsak, diyorum ...
Bir de Sevda'nın sıkı kadın, sağlam kadın, eyvallahsız, gururlu ayaklarında çokça yaptığı bir paylaşım var:
Ben yaşadıklarımın hiç birini unutmam
Ama evet! yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama
Yine de susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında...
Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye "GİT de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen,
o kadar değer veririm ki,
her gün yaşadıklarından utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiç bir şey olmaz!
Kısa bir serüvenden sonra, pardon ben aslında başka bir kadını elde edemediğim için boşluğa düşüp seninle bir şeyler yaşadım, diyerek benden kaçan erkeğin arkasından böyle paylaşımlar yapmayacağım için, Sevda'nın bu paylaşımına yorum yapamıyorum. Onurlu kadın yanım; ...tir git, kadınlığı ayağa düşürdü senin gibiler, diyor ama ...
Sevda iyiden iyiye kafayı yedi. Kendi resimlerinden üç farklı klip hazırlattı ve durup durup paylaşıyor onları; bir iki kişi beğeniyor sadece ama o yılmıyor, nerdeyse tuvalette resim çektirip paylaşacak; acınacak durumda zavallı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder