Sevda nerdeyse bir yıldır bıkmadan usanmadan Salih’i geri
döndürmek için yalvarıyor, ağlıyor paylaşımlarında. Bazen eyvallahsız, başı dik
kadın ayaklarına yatıyor ama kendi de yemiyor bu pozları, bir paylaşım
sonrasında yine salya sümük ağlamalar, özledim, seviyorum, uyuyamıyorum,
geberiyorum… mesajları. O bu kadar acı çekmese Salih’le bir başlangıç yapardım
belki ama Sevda’nın bu kadar acı çekmesi beni durduruyor; madem onun için bu
kadar önemli, belli ki çok şeyler yaşamışlar birlikte, ben kolayca vaz
geçebilirim, Salih peşimi bıraksın, Sevda’ya dönsün, mutlu olsunlar diye
bekliyorum; Salih’in mesajlarına sessiz kalıyorum ama kardeşim nerdeyse bir yıl
dolacak ne Sevda Salih’ten vazgeçti, ne Salih benden; tek inatçı olmayan ben
miyim bu üçlüde ??? Aman da ne üçlü ya;
garabet üçlü … Ne olaydı bana Salih gibi bir yıl boyunca ısrarla, inatla
asılan, gönlümün soru işaretsiz kabul ettiği, kalan yıllarımı birlikte
geçirmeye içimde en ufak bir şüphe olmadan ‘evet’ diyeceğim kişi olsaydı …
Neylersin işte; Salih, kör talih …
Sevda da tıpkı Salih gibi, liseli aşık kıvamında paylaşımlar
yapıyor; ne güzel, aynı dilden konuşuyorlar, Salih ona dönse de hayatımdan
çıksa, birlikte mutlu mesut yaşasalar …
Sanırım ben bu dünyaya ait değilim ve yine sanırım bu dünyaya ait bir erkekle gelecek düşünmemeliyim. Marslı erkekler nasıl acaba, onların da dünyalılar
gibi duygusal zekaları on beş yaşında düzeyinde midir ???
İşte Sevda’nın paylaşımları … Allah’ım, niye beni de onlar
gibi yaratmadın ???????
Ne rüzgar anlatabilir fırtınayı
Ne de yelkenli
Sürüklenişimi
Ne ben anlatabilirim
İçimdeki sensizliği
Ne de sen
Anlayabilirsin
Anlatamadıklarımı…
Sevda’nın bir başka paylaşımı; paylaşımlarının hepsi kopyala
yapıştır, içlerinde ruha, yüreğe dokunan, kendisine ait bir kelime yok. Benim,
sadece “özledim” kelimemle koşarak
gelecek adamı yüzlerce hazır paylaşımla getiremiyor işte; zamane feast food
aşkları …
Güneş gibi sevmedik,
Akşam batarız diye.
Yıldız gibi sevmedik,
Kayar düşeriz diye.
Rüzgar gibi sevmedik,
Eser geçeriz diye.
Allah için sevdik,
Ahrette dahi
Bitmesin diye…
Hazırlop paylaşımlarla gerçekten duygulanıyorlar mı bunlar
allasen ??? Salih bana kendine ait tek cümle yazsaydı, ona giderdim belki de …
Kararsızdım, soru işaretleri vardı kafamda, beni ikna edecek cümleyi yazmaması
işime geldi, akışa bıraktım, hayatıma kimseyi alacak durumda değildim, zamanla unutmayı seçtim.
Sevda arada delleniyor Salih’e laf sokuşturuyor: “İçimde
birikmiş bir kamyon öfke var… Lakin kimin üzerine yıkacağım konusunda fikrim
yok…”
Bazen de Salih’e hıncını belli ediyor; “İntikam almayı
sevmem ama ödeşmek adettendir.” gibi paylaşımlarıyla.
Salih’in kendisini Facebook'tan takip ettiğini varsayarak
yaşıyor; “Sinirlerim çok saygılıdır benim; bazılarını görünce ayağa kalkar.” türü paylaşımlarıyla sürekli ona hitap ediyor.
Bazen kendisini benimle kıyaslayarak, Salih’e akıl veriyor
kendince:
Asalet boyda değil soyda,
İncelik belde değil dilde,
Doğruluk sözde değil özde,
Güzellik yüzde değil yürekte,
Olmalı!!
Salih’ten ses çıkmayınca belki yüzünce kez yine karar
alıyor;
Hayatıma format attım
Geçmişime RESET attım
Beni üzen ne varsa
Geri dönüşüm kutusuna kattım…
OHH BEEE
Rahatladım:)
diyor garibim, bir türlü rahatlayamıyor ama... Salih’le ne
yaşamışsa yaşamış, unutamıyor bir türlü. Bir gün Salih’i kabul edecek olsam,
sırf bu kadının reklamlarından olacak. Ben kendimden sekiz yaş büyük adamı
yaşlı bulurken, bu kadın kendinden on dört yaş büyük adam için bir yıldır yanıp tutuşuyorsa, bunda bir iş var, bu adamda benim bilmediğim bir şeyler var,
diyorum bazen …
Kendine moral vermek için sık sık şu paylaşımı yapıyor
Sevda:
Aklımı almaya aklın yetmez
Uğraşmaya sabrın yetmez
Ben kendimden bu kadar eminken
Alayı gelsin hiç fark etmez
diyor diyor ama bir sonraki paylaşım, Zekai Tunca’nın Gülü
Susuz Seni Aşksız Bırakmam şarkısı; deli oldu kadıncağız. Şuna şaşıyorum; bu
kadın babaanne, otuz yaşına yaklaşmış oğlu var, nasıl böyle açık açık
paylaşabiliyor kendisini terk edip başka kadının peşinden koşan bir erkek için
ağlayıp sızlayan yakarışlarını ??? Oğlu
utanmıyor mu hiç, “Anne, yapma ayıp oluyor, çevremden utanıyorum, bari gizli
profil aç…” demiyor mu diye düşünüyorum
bazen.
Gözlerini gözlerime mühürlediğimden beri
Hiçbir bakış silemedi GÖZLERİMDEKİ SENİ...
Tahammülsüzüm, eyvallahım yok kimselere… Samimiyetler sahte
geliyor artık … Birçok insana güvenmiyor, bakıyorum, seçiyorum, gülüyorum,
geçiyorum!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder