Salih onu tanıdığımdan beri bilmem kaçıncı profilinde, ben
hep aynı profilimdeyim... Görüştüğümüz zamanlar, "Kırk profilim seni bulmak içinmiş,
şükürler olsun ki seni buldum..." diyordu. Sonra benim boşanma sürecindeki bunalımlarım, kararsızlıklarım ... kısacası benim Türk kadını olmakla ‘kadın’ olmak arasındaki ‘gel-git' lerim
ortalığı toza dumana kattı. Sayemde kafayı yiyen Salih, yine feysbuktan tanıdığı çirkin sözcüğünün sözlükteki karşılığı bir tip olan Sevda’yla kısa bir macera yaşadı. Bu ilişkiyi normal güzellik ölçülerinde bir kadınla yaşamış olsaydı, Salih'in değeri gözümde bu denli düşmezdi; ölçü Sevda olunca, Salih için, demek ki bu adam bu kadarlıkmış, kanaati oluştu bende ve onu bir daha kendime layık göremedim.
Biz komik aşk üçgeni üçlüsü,
bir yıldır birbirimizi takip ediyoruz, diyordum … Salih bana fotoğrafıyla bir
paylaşım yapmış;
Gizli gizli sev beni, kimse bilmesin
Bir ayıbı saklar gibi üstü kapalı söyle sevdiğini .
Kendinden saklarmış gibi ve her an bir patavatsızlık yapıp,
adımı ulu orta sayıklamaktan
Korkar gibi sev..
Ne yaptığını, neyi sevdiğini bilmeden sev beni..
Laf olsun diye sev, dondurmayı limonlu seviyorum diye sev
beni..
Ben varım diye güneşin doğduğuna inandığın için sev beni..
Kimsesizmişim, sen sevmezsen öksüz kalacakmışım gibi sev..
Tek giyeceğim senin teninmiş gibi sev beni.
Tutsan yakacakmışsın, bu yüzden duruyormuşsun gibi.
Yine de ellerin olmasa içim donacakmış gibi sev beni..
Gözlerimin sıradan bir rengi olduğu için sev mesela..
Hevesim hep kursağımda kaldığı için …
Sen böyle hazır paylaşımlarla seslenirsen, hevesin hep
kursağında kalır; bir tek hece olsun, senin olsun, “gel”, “özledim” de mesela;
bu kadar laf kalabalığından daha etkili olur, diye geçiyor içimden. Ben bu
iletişim diliyle nasıl anlaşacağım, erkek cinsini toptan hayatımdan
çıkarmalıyım sanırım, bunlar bizim lise günlüklerimizdeki cümleler; Salih belli
ki o yıllarını yaşamamış, yaşayamamış; elli sekiz yaşında, on dokuz yaşındaki
ergenlerin alfabesiyle konuşuyor; ben bu iletişim diline nasıl dahil olabilirim
peki??? Aklıma geldi işte; aşk bir sudur, iç iç kudur … lisedeki hatıra
defterimden aklıma geldi, yoksa böyle değil miydi???
Yine damar damar arabesk bir paylaşım Salih’ten; kime
gelsin, belli ki bana gelsin, yersem … Bu adam üniversiteyi Almanya’da okumamış
mıydı; neyse, yemiş gibi yapalım;
Kırgın mıyım yoksa küskün mü, bilmiyorum. Kırılmaya da
hakkım yok, biliyorum. Ben sadece seninle aşkı yaşamak istiyorum. Öyle
gelişigüzel bir aşk değil, şu kısacık ömrümü ömrüne kat istiyorum. Sana kızmak,
sana bağırmak, sana konuşmak, sana susamak… İçinde sen olan ne varsa seninle
yaşamak istiyorum ama hakkım değil biliyorum. Bizi bizden daha çok sev, koru,
sahip çık istiyorum ama… Ama hakkım değil biliyorum. Bir lokma ekmek, bir yudum
su yeter, sen gel… Derdini bölüştür, sevincini paylaştır, yanacaksak da
birlikte yanalım diyorum… Ama hakkım değil biliyorum. Özür dilerim, HAKKIM
OLMADAN SENİ SEVİYORUM…
Bu iletişim dili bana yabancı; ben kitap harfleriyle, hazır
paylaşımlarla konuşamam; tek kelime olsa da sözüm, kendi cümlemdir; Salih kes
kopyala yapıştır yaptığı bu ifade biçimiyle benim hologramlı görüntüme
kavuşabilir ancak, diyorum.
Takip ediyorum, diyorum ya; Sevda’nın paylaşımlarına bakalım
bir de …
Öyle biri ol ki hayatımda
Gören imrensin,
Benim niye yok desin…
Öyle bir sev ki beni, hiç bitmesin…
Öyle bir seveyim ki seni
Başka kimse sevmeye cesaret edemesin
Ve öyle biz olalım ki
Önümüze kimse geçemesin…
Bunlar tam birbirlerine göre, liseli aşık kıvamında, ben
neredeyim yaaaa, diye düşünüyorum.
Sevda, Salih terk ettikten
sonra milliyetçi ve dinci paylaşımlarla onu geri getirmeye çalışıyor.
Bereket duaları, karınca duaları, cumaları baştan aşağı dualı paylaşımlar gırla
… Zevk sefa kadını Sevda, Salih’i elde etmek için dine imana geldi ama sadece cumaları
… Diğer günler elde kadeh, mekanlarda göbek attığı resimlerini paylaşıyor. Fotoğraf
paylaşmak hastalık oldu garibimde; sürekli paylaşıyor aynı fotoğraflarını, bir
de fotoğraflarından klip yaptırmaya başladı, paylaşıp duruyor. Salih’le neler
yaşamışsa, salya sümük ağlayıp Salih’i geri döndürmeye çalışıyor nerdeyse bir
yıldır. Benim için vazgeçilmez değil Salih, hediyem olsun, vereyim sana,
peşinden ağlayıp sızlayacak bir şeyler yaşamadık biz ama sanıyorum sadece ben
böyle düşünüyorum; Salih benimle telefon görüşmelerinde ve Facebook yazışmalarında
ne bulmuşsa bulmuş, beni hiç görmeden de ömür boyu seveceğine dair yeminler
edip duruyor bildiğim son sayfasında … Sanırım Sevda için yapabileceğim bir şey
yok; ben Salih’e geri dönmesem de, Salih onu defterden silmiş; yine de belli
olmaz, erkek milleti …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder